26 Ocak 2010 Salı

O PİRELLİ REKLAMINI İZLEMEYECEKTİM

Bi reklam programı var TV’de. Orda eski reklamlara denk geldim. Pirelli’nin eski reklamlarında nedense ayaklarının altı otomobil lastiğine benzeyen insanlar koşuyolardı, alevlerden kaçıyolardı sonra da zart diye duruyolardı. Pirelli böyle salak bi yolla lastiklerinin güvenilirliğini anlatıyodu. ( gerçi daha sonraları Naomi Campbell ve Uma Thurman gibi yıldızların oynadığı kısa filmlerde çektiler – takvim olayı bambaşka bişi takılmıyalım oraya) Reklamın sonunda da dış ses “kontrolsüz güç değildir”diyodu.
Şimdi reklamdan ayrılıp bizde çok kullanılan bi deyişe değinicem. “Deli Kuvveti.” İlk önce şunu anlatmak istiyorum. Gücün eş anlamlı kelimelerinden biride kuvvettir. (He güçle eş anlamlı başka bi kelime biliyo musun diye sorarsanız susarım, cevap veremem.) En azından ben eş anlamlılar diye biliyorum. Değilseler de yapacak bişi yok. Bütün yazıyı bunun üstüne kurdum. Ben böyle belledim, sizde böyle belleyin.
Bu deli kuvveti denilen olay, böyle çok canımız filan yandığında normalken yapamayacağımız şeyleri yapmamızı sağlayan bi güçtür. Tabi, illa canımız yandığında değil elbet. Örnek verdim öyle. Mesela benim bi arkadaşım bi gün ev taşırken bizim yalap şalaplığımıza o kadar sinirlendi ve bundan o kadar sıkıldı ki yedi buçuk dakika içinde tek başına ilk önce çamaşır makinesini daha sonra da buzdolabını üç kat yukarı çıkardı. Bu olay gerçekleşti en az dört şahidi var. İşte arkadaşlar bu deli kuvvetidir. Ve bilin ki tamamen kontrol dışıdır. Kontrol dışı olmasıyla alakalı daha çok örnek var ama şimdi pek girmek istemiyorum oraya.
Peki “Bu güç kontrollüyse güçtür, kontrolsüzse nedir?” yada “Deli kuvveti kontrol altına alınırsa olimpiyatlar da daha çok altın kazanabilirmiyiz?” gibi sorulara cevap bulabilirmiyiz?
Sanmıyorum. En azından ben bulamam. Zaten bu yazıyı nereye bağlıyacağımı acayip merak ediyorum.
Güç çok önemli. Hem manevi hem de maddi olarak. Böyle acayip adaleli, vurup duvarı delen biri olursanız, herkese sövüp dalaşıp hepsiciğini dövüp egonuzu tatmin edebilirsiniz. Ya da çok paranız varsa adaleli olmanıza da gerek yok. Yukarda ki adamı belli bi meblağ karşılığında tutarsınız. Sonrada herkese dalaşır adaleli adama dövdürüp egonuzu tatmin edebilirsiniz. Yani güç bi nevi ego tatmin edicisidir.
Peki güç sadece ego tatmin etmeye mi yarar? Hayır. Fiziksel gücünüz varsa korkanınız çok olur, maddi gücünüz varsa seveniniz. Bu örnekler attırabilinir.
Ama gücü kontrol etmek şarttır. Hep dövülecek kişler seçilmelidir, öyle herkese dalınmamalınıdır. Ya da mesela çok paralar harcayarak ayağınızın altını reklamlarda ki yaptırabilir, her yere koşarak gidebilir ve “ne güzel koşuyorum” ya da “koşuyorum koşuyorum yorulmuyorum” diyebilirsiziniz kendi kendinize. Yalnız bunu toplum pek hoş karşılamayacaktır ve muhtemelen deli yaftası yapıştıracaklardır. Lakin şöyle bişey de var. Saçma bi ameliyata o paraları vereceğinize gidip kendinize evler, apartmanlar, hanlar, hamamlar alıp emlak zengini de olabilirsiniz ve sizi temin ederim toplum bayılır böyle şeylere.
Sonuç olarak bu dünyada delilik bedeva. Gerçi verdiğim çok saçma bi ameliyat örneği ile kendimle çeliştim ama olsun. Ben alışığım buna. Neyse dediğim gibi; delilik bedeva güç parayla. Çünkü para verip adaleli elemanı kiraladık.
Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder